''Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da uzun uzadıya açıklanmış bir Kitap'dır. Ben size, O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim. Rabbinizden mağfiret dileyin ve O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz o zaman ben doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkarım.
Dönüşünüz ancak Allah'adır. O her şeye Kadir'dir.''(Hud Suresi 11/1-2-3-4)
Hud Suresi Mekki Surelerdendir..123 ayetten meydana gelmektedir.Surenin 12, 17 ve 114. âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de nazil olmuştur.Şimdi yukarıda mealleri verilen ayetlerin kısaca içerigini anlamaya çalışalım.
Allah Teala : ''Ayetleri kesinleştirilmiş, sonra da uzun uzadıya açıklanmıştır.'' buyurur ki âyetler lafızlarında muhkem, mânâlarında uzun uzadıya açıklanmış, mufassaldır. Böylece o, hem şekil ve hem de mana itibarıyla mükemmeldir. Bu açıklama; Mücahid ve Katade'den rivayet edilmiş olup İbn Cerîr'in tercîh ettiği görüştür.
Allah Teâlâ: ''Hakîm ve Habîr olan Allah tarafından...'' buyurur ki; O, sözlerinde, hükümlerinde hikmet sahibi, işlerin âkibetlerinden bihakkın haberdâr olan Allah katındandır.
''Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye.'' Bu muhkem ve uzun uzadıya açıklanmış olan Kur'an, tek ve ortağı olmayan Allah'a ibadet için inmiştir.
Nitekim Allah Teâlâ, başka ayetlerde şöyle buyurur : ''Senden önce gönderdiğimiz her peygambere : Benden başka Tanrı yoktur, Bana kulluk edin, diye vahyetmişizdir.'' (Enbiya, 25), ''An-dolsun ki, her ümmete : Allah'a ibadet edin ve putlardan kaçının, diye peygamber göndermişizdir.'' (Nahl, 36).
''Muhakkak ki ben, size O'nun katından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim.'' Muhakkak ki ben, O'na muhalefet ettiğiniz takdirde azab ile uyarıcı, O'na itaat ettiğinizde ise sevabı müjdeleyiciyim. Nitekim Sahih bir hadîste rivayet edildiğine göre; Allah Rasûlü (s.a.s) Mekke'de Safa tepesine çıkmış (en yakınlarından başlayarak Kureyş'ten olan akrabalarını) çağırmış ve Kureyş toplanınca.
Sizin üzerinize sabah veya akşam düşmanın ansızın gelmekte olduğunu size haber versem ne dersiniz, beni doğrular mıydınız? diye sormuş, onlar da; evet, demişlerdi. Şöyle buyurdu : Muhakkak ki ben, sizi şiddetli bir azabın önünde uyarıcıyım.
''Rabbınızdan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin.'' Geleceğiniz hususunda geçmiş günâhlarınızdan Allah'a tevbe ve istiğfarda bulunmanızı ve bu hal üzere devam etmenizi size emrediyorum. Eğer böyle yaparsanız belli bir süreye kadar dünyada sizi güzelce geçindirir. Her fazilet sahibine de ahiret yurdunda hak ettiğini verir. Geçimin dünyada, fazilet sahibine hak ettiğinin verilmesinin de ahiret yurdunda olduğu şeklindeki açıklama Katade'ye aittir.
Nitekim Allah Teâlâ başka bir âyette şöyle buyurur : ''Kadın olsun, erkek olsun her kim inanmış olarak iyi amel işlerse, ona hoş bir hayat yaşatacağız. Mükâfatlarını yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.'' (Nahl, 97).
Sa'd b. Ebi Vakkas'ın (r.a.) naklettiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz sen, Allah rızâsını arayarak yapacağın her harcamadan dolayı muhakkak ecre nail olacaksın. Hattâ eşinin ağzına koyduğun lokmaya kadar." (Buhârî, İmân: 41)
İbn Cerîr'in Müseyyeb İbn Şerîk kanalıyla... İbn Mes'ûd'dan rivayetine göre; o, ''Her lütuf sahibine lutfunu versin.'' âyeti hakkında şöyle demiştir : Kim bir kötülük işlerse; bu, onun aleyhine bir kötülük olarak yazılır. Kim de bir iyilik işlerse; bu, onun lehine on iyilik olarak yazılır. Şayet işlemiş olduğu kötülüğün cezasını dünyada iken görürse onun için on iyiliği kalmış olur.Eğer bununla dünyada cezalandırılmaz ise, (âhirette) on iyiliğinden birisi alınır ve dokuz iyilik ona kalır. Sonra İbn Mes'ûd şöyle der : Birleri onlarına gâlib gelen kişi helak olmuştur.
Allah Teâlâ : ''Eğer yüz çevirirseniz; o zaman ben, başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.'' buyurur ki; bu, Allah'ın emirlerinden yüzçeviren, elçilerini yalanlayan kimseler için şiddetli bir tehdîddir. Allah'a döndüğü günde muhakkak azâb onu yakalayacaktır. ''Dönüşünüz ancak Allah'adır.'' Kıyamet günü dönüşünüz ve varacağınız yer Allah'tır. ''Ve O, her şeye Kâdir'dir.'' O, dostlarına dilediği ihsanda bulunmaya, düşmanlarından intikam almaya ve kıyamet günü yaratıkları (kendine) döndürmeye elbette güç yetiricidir.
Rabbim bizleri ögüt alan kullarından olmayı nasip etsin.(Amin...)