tevhid-sancagi.tr.gg
  Kur'an'daki Haram Yiyecekler
 

                              
İslâm dini, bu konuda her şeyi mubah gören veya çok şeyi haram sayan aşırı uç anlayışların aksine orta yollu bir yaklaşım göstermiş ve çok az şeyin yenilmesini haram kılmıştır. Bunlar şu âyet-i kerîmede sayılmış olan nesnelerdir:
"Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğul­muş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yardan düşüp ölmüş, boy­nuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz dışında- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı, bunlar fâsikllktir".[el-Mâide 5/3; ayrıca bk. el-Bakara 2/173, en-Nahl 16/15]

Bu âyette, haram kılınan maddelerin hepsi bir arada bildirilmiştir. Bunlar aşağıda teker teker anlatılacaktır:

1- Leş/Lâşe: Murdar Hayvan Eti: Murdar hayvan, âyette "meyte" ola­rak geçmektedir. Kendiliğinden ölmüş hayvan demektir. Türkçe'mizde "murdar" kelimesi ile de karşılanır. İnsanlar öteden beri murdar ölmüş hayvanların etlerini yemez. Din de fıtrî olma özelliğinin bir gereği ola­rak bunu yasaklamıştır. Burada murdar hayvandan maksat kara hayvan­larıdır. Deniz ürünleri bu hükme dahil değildir.
Ayrıca murdar bir hayvanın haram oluşu etinin yenmesi itibariyle­dir. Yoksa kılı/yünü/tüyü, boynuzu, kemiği, tırnağı gibi kısımlarından yararlanmak mümkündür. Aynı şekilde derisinin işlenerek kullanılmasın­da dinen bir sakınca yoktur. Nitekim Peygamber efendimiz, bir koyun leşi gördüğünde "Derisini tabaklayıp da kullansaydınız ya!" buyurmuşlar, kendisine onun murdar öldüğünü söylediklerinde de "Yalnızca yemesi haram kılındı" diyerek haramlık sınırının sadece yenmesine hasredilmesi gerektiğini vurgulamışlardır.[Müslim, "Hayz", 10, 102; Ebû Dâvud, "Libâs", 37] Ayrica "tabaklanan her derinin temiz olacağı"nı buyurması da [Müslim, "Hayz", 25] bu hükmü desteklemektedir.

Murdar Hükmünde Olan Hayvanlar: Yukarıda Türkçe karşılığı veri­len âyette anılan; boğularak ölen ya da öldürülen, sopa, tokmak gibi küt bir âletle başına vurularak Öldürülen, yardan yahut yüksek bir yer­den düşüp yahut yuvarlanıp ölen, bir başka hayvanın toslaması sonucu ölen, canavar tarafından parçalanmak suretiyle ölen hayvanlar da eğer, henüz ölmeden yetişilip usulünce kesilmemişlerse, murdar olmakta ve meyte (lâşe) hükmünde sayılmaktadır. Bunların etlerinin de yenilmesi haram olmaktadır.

Canlı hayvanın usulünce boğazlanmadan etinin alınması halinde koparılan parçalar da murdardır, yenilmesi haramdır.

Boğazlama İşlemi ve Kimin Yapacağı: Eti yenilen bir hayvan, Al­lah'ın adı anılarak kesici bir aletle, hemen çenesinin altından boğazının kesilmesi ile usulünce boğazlanmış olur. Devenin kesilmesi, boynun göğse bitiştiği yerden yapılır. Nefes borusu ile bunun yanındaki iki atar damarın ve yemek borusunun (yada Hanefîler'e göre bunlardan en az üçünün) kesilmesi halinde -hayvanın kafası tamamen bedeninden ayrılmasa da- kesim işi tamamlanmış sayılır.

Kesim sırasında "Bismillah" diyerek Allah'ın adını anmak gerekir. Kasten terk edilmemesi halinde kesilen hayvan yenir. Çünkü müslüman, içselleştirmiş olduğu imanı ile yaptığı her şeyi zaten Allah adına yapar. Ama bunu dil ile ifade etmesi daha güzel olur.

Kesim işini, peygamberimizin tavsiyesi üzerine hayvana fazla eziyet vermeden yapmak gerekir[Müslim, "Sayd", 57]. Bu yüzden kesim işinin, kesimhanelerde ve ehlince yapılması tavsiye edilmelidir.

Boğazlama işini yapan kişinin müslüman ya da Ehl-i kitap yani se­mavî bir dine mensup olması şarttır. İbn Hazm Mecusîlerî, İmam Ebû Hanîfe Sâbiîler'i Ehl-i kitap saymışlardır.Dünyanın küçülmesi ve müslümanların her yerde değişik din müntesip-leriyle bir arada yaşamak zorunda kalışı, bu kabil yaklaşımları rahmete dönüştürecek bir durum arzetmektedir.
"Kendilerine kitap verilenlerin yemeği size helâl, sizin yemeğiniz de onlara helâldir".[el-Mâide 5/5]

2- Kan: Yukarıdaki âyette geçen "kan", Enam süresindeki âyette (6/145) "akıtılan kan" olarak kayıtlanmıştır. Buna göre haram olan kan, usulünce de olsa boğazlanmış bir hayvandan akan kan olmaktadır. Damarlar, yürek, ciğer, dalak vb. gibi organlar içinde kalan ya da ete bulaşmış olan kanın yenmesinde bir sakınca yoktur. Kaldı ki bundan sakınmak da hemen hemen imkânsızdır.

3- Domuz Eti: Kur'an'da kayıtlı olarak "domuz eti" şeklinde zikre­dilmiş olmakla birlikte müslümanların geneli, bu hayvanın haram kılını-şındaki hikmeti maşerî vicdanında kavramış olmalı ki, aynı zamanda necisü'l-ayn (özü itibariyle pis ve murdar) da sayarak her şeyini haram ve pis kabul etmişlerdir. Buna göre eti dışında yağı, kılı, derisi... her şeyi görüş birliği ile haram sayılmıştır. Daha önce de değinildiği gibi domuzun haram kılınmasında gözetilen asıl maksat, zaten pis olan bu hayvanın yenilmesinin yasaklanması ile İslâm kimliğinin oluşturulmasına çalışmak ve domuz yememeyi müslüman olmanın bir şiarı haline ge­tirmektir. Dünyadaki tüm müslümanların haramlar içerisinde en fazla bu konuda duyarlılık göstermeleri, bu hayvanın ismini dahi ağza alma­nın günah olduğunu düşünmeleri başka türlü açıklanamaz.

4- Allah'tan Başkası Adına Kesilen Hayvanlar: Bütün varlıkları var eden de yok eden de Allah'tır. Canlılara hayat veren ve onları öldüren de ancak Allah'tır. O, evreni ve bu arada diğer canlıları insanlar için yaratmıştır. Ancak bunun istifadesi, O'nun izni ve adıyla olmalıdır. O'nun adına kesilmeyen hayvanların yenilmesi haramdır. Bu haramlık, Allah'tan başka kutsalların bulunmadığının ve bir canlının uğrunda feda edilecek başka hiçbir güç ve kudret kaynağının olmadığının ifadesi olmaktadır. Buna göre putlar ve diğer kutsanmış kişi ve mekânlar (veli­ler ve yatırlar gibi) için sunulan kurbanların eti dinimizde haram ol­maktadır.

Buna karşılık bir hayvanın kesilmesi anında "Besmele" çekmenin unutulması, o hayvanın etini haram kılmaz. Çünkü sevgili Peygamberi­mizin (s.a.v) de ifade ettiği üzere "Bir müslüman, bir hayvanı keseceği zaman, onu zaten Allah adına keser, besmele çekse de çekmese de"[bk. Beyhakî, Sünen, IX, 239]. Bunun anlamı şudur, müslüman içselleştirdiği imanla her işini Allah ile, O'nun izniyle ve O'nun adına/adıyla yapar, bunu dil ile ifade etmesi her ne kadar daha güzel ise de şart değildir. Önemli olan onun niyeti ve Allah ile her an birlikte olma bilincidir.

5- Yenilmesi Haram Olan Diğer Hayvanlar: Yukarıda geçen âyette sayılan haramların dışında da yenilmesi haram[Fıkıh usulüne göre mekruh denilmesi gereği daha önce geçmişti.]  olan hayvanlar bu­lunmaktadır. Bunlar ya sünnetle ya da din bilginlerinin ictihadlarıyla sabit olmaktadır.
Hz. Peygamber'in belirttiği üzere yırtıcı hayvanlar ile alıcı kuşların yenilmesi haram olmaktadır. Eşek ve katır eti haram kılınmıştır. At eti, İmam Ebû Hanîfe'ye göre helâl değil, Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed (İmâmeyn'e) ve Şafiî'ye göre helâldir. Bazı Türk boylarınca yenildiği ve sütünün de içildiği bilinmektedir.

Etleri yenilmekte olan davar ya da sığır cinsine benzeyen av hay­vanları da yenilebilmektedir. Davara benzeyen geyik, ceylan, dağ keçisi ve sığıra benzeyen yaban öküzü (buffalo, bizon) gibi.
Kara hayvanlarından etleri yenilip yenilmeyenler konusunda mez­heplerin farklı yaklaşımları bulunmaktadır. Bunlar içerisinde bazı Mâlikî bilginlerinin yaklaşımı en geniş olanıdır. Onlara göre domuz haricindeki bütün kara hayvanları yenilebilir; aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvan, şa­hin, kartal gibi alıcı kuş olmaları fark etmez. Hattâ pislikle beslenen kuşlar ile yiyene zararının olmaması halinde haşarat bile haram değil­dir.

6- Deniz Ürünleri: Hanefî âlimleri, deniz hayvanlarından sadece ba­lık suretinde olanların helâl olduğu görüşündedirler. Balıkların boğaz­lanması gerekmez, ancak kendiliğinden ölenler de yenmez. Buna karşı­lık âlimlerin çoğunluğu balık dışındaki deniz ürünlerinin de helâl oldu­ğu kanaatindedirler. Bu konuda gene en geniş kabul Mâlikîler'e aittir. Sadece deniz domuzu gibi, yenmesi haram olan hayvanların ismiyle anılan deniz hayvanlarının helâl olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Bu konuda delil olarak şu âyeti kullanmışlardır "Taze et yemeniz... için denizi emrinize veren odur".[en-Nahl 16/14; ayrıca bk. el-Mâide 5/96; el-Fâtır 35/12]

7- Av: Avcılık, mevsiminde ve bir ihtiyaca dayalı olmak şartıyla he­lâldir. Yumurtlama ya da yavrulama mevsiminde iken avlanmak, henüz yeterince büyütmemiş yavruları beslemek amacıyla değil de öldürerek avlamak uygun olmaz.

Besmele çekilerek atılan silahla vurulan yahut av hayvanıyla yakala­nan av hayvanlarının eti yenilir. Burada önemli olan kullanılan âletlerin delici/kesici olması, köpek ya da doğan, şahin gibi avcı hayvanların sahibi adına tutacak şekilde eğitilmiş olmasıdır[el-Mâide 5/4]. Yakalanan av, henüz canlı İse gene usulünce boğazlanır. Silâhın etkisiyle ya da av hayvanının yaralaması ile ölmüşse o haliyle de yenilebilir. Küt aletle vurulup öldürülen, yahut kaçarken düşüp ölen ve ölmeden önce de yetişilip kesilemeyen av yenilmez.

Ayrıca ''Av ve Avlanma'' ile ilgili daha fazla bilgiyi:
tevhid-sancagi.tr.gg/Av-ve-Avlanma---.htm     adresinde bulabilirsiniz.
 

 
  Bugün 38 ziyaretçi (93 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol