|
|
|

Mihirsiz Nikah, Caiz Midir?
MİHİR, EVLİLİK sözleşmesi esnasında erkeğin sunduğu bir tür hediye ya da hibedir... Bu hediye yeni hayatın başlangıcında sevgi tohumu eken kimsenin gücüne bağlıdır. Güç ve kudret sınırları içerisinde olduğu sürece az ya da çok olmasında bir sakınca yoktur. Hediye sembolik bir durum olup değeri maddi olarak ölçülmez. Aksine veren kimsenin duygusuna ve arkadaşına yapacağı ikramdaki arzusuna bakılır. Cömert olan elinde bulunanla bol bol verendir. Fakir bir kimsenin sunduğu demir yüzük zengin bir kimsenin sunduğu kantarlar dolusu altına denktir. Her halükârda mihir kesin bir emir olup kadının ondan mahrum bırakılması doğru değildir.
Allahu Teala buyuruyor ki:
"Kadınlaramihirlerini bir hak darak (görül hoşluğıyla) verin..'.' (Nisa, 4).
İbn Ömer rivayet ediyor: "Rasulullah sigarı nehyetti. Şiğar; adamın kızını, evlendirdiği şahsın kızının kendisine vermesi şartıyla mihirsiz olarak evlendermesidir."[Buhari, c.ll,s.66. Müslim, c. 4, s. 139.]
Bu tür nikâhın haram kılınmasıyla kadının mihir hakkı korunmuştur. Mihir meselesi babaların kendi aralarında karşılıklı yaptıkları ticarî sözleşme gibi olmaz.
Yetimlerin mihri hususunda insaflı davranma ve mihrin misliyle verilmesi:
Allahu Teala buyuruyor:
"Şayet yetim (kızlarla evlenirseniz on)lar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsamz, size helal olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın..." (Nisa, 3). Urve b. Zübeyr'den rivayetle: Urve, Hz. Aişe'ye "Yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız" âyetini sorduğunda: "Ey kız kardeşimin oğlu! Bu yetim kız, velisinin evinde durur. Malına velisini ortak eder. Güzelliği ve malı velisinin hoşuna gider. Bunun üzerine mih-rinde adaleti gözetmeksizin başkaları ne veriyorsa mislini verrir ve onunla evlenmek ister. Veliler bundan nehyedilerek yetimler hakkında adaletli davranmaları ve geleneklerden daha fazla mihir vermeleri istenmiştir."[Buhari, c. 9, s. 307. Müslim, c. 8, s. 239.]
Mihrin en hayırlısı en kolay olanıdır:
Ukbe b. Amir'den rivayetle Rasulullah şöyle buyuruyor: "Mihrin hayırlısı kolay olanıdır."[Hakim, Müstedrek. Bkz. Sahİhul-Camiu's-Sağir, Hadis no- 3274]
Ebu Hureyre'den şöyle rivayet edilmiştir: "Bir adam Hz. Peygamber'e gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulüî Ensar'dan bir kadınla evlendim', dedi. Rasulullah: '...Kaça evlendin?1 dedi. O da: 'Dört evrak (kırkdirhem)' dedi. Rasulullah: 'Dört evrak ha! Sanki gümüşü şu dağın eteğinden yontuyorsunuz. Yanımızda sana verecek bir şey yoktur. Belki seriyye ile dönen ganimetten sana gönderebiliriz1, dedi."[Müslim, c. 4, s. 142.]
Ömer b. Hattab'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kadınların mihirle-rinde sakın aşırı gitmeyin. Bu dünya da iyilik, Allah katında ise takvadır. İçinizden en hayırlı olanınız Peygamber'di. O hanımlarına yüz yirmi dirhemden fazla mihir vermedi..."[Sahihu Süneni Nesai, Hadis no- 3142]
Mihirde az ya da çoğun sının yoktur:
Evet, mihir erkeğin ödeme imkânına göre demir bir yüzük de olur; bir kantar altın da olur. İyad diyor ki: "Çoğunluk kadın ve erkeğin razı olacağı şeyle mihrin caiz olduğunu söylemiştir."[FethuI-Bari, c. 11, s. 115.]
Buna delil ise sunacağımız mihir örnekleridir. [Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 4/45-46.]
Peygamberler Döneminde Mihir Örnekleri
Sekiz ya da on sene çalışmak suretiyle Ödenen mihir:
Bu örnek Musa (a.s.) dönemine aittir. Allahu Teala buyuruyor ki:
"Kızların babası: 'Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan o senden bir lütuf olur. Ama sana ağırlık vermek istemem. înşaallah beni iyi kimselerden bulacaksın', dedi. Musa: 'Bu seninle benim aramdadtr. Bu İki süreden hangisi doldurursam doldurayım bir kötülüğe uğramayacağım. Söylediklerimize Allah vekildir'dedi." (Kasas, 27-28). [Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 4/46-47.]
Hz. Peygamber Döneminde Mihir Örnekleri
Besyüz dirhem mihir:
Ebu Seleme b. Abdurrahman rivayet ediyor: "Peygamber'in hanımı Aişe'ye, Rasulullah'ın mihrinin ne kadar olduğunu sorduğumda: 'Rasulullah'ın hanımlarına olan mihri beşyüz dirhem1, dedi."[Müslim, c. 4 , s. 144.]
Dörtbin dirhem mihir:
Urve, Ümmü Habibe'den rivayetle: "Rasulullah onunla evlendi. O da Habeş topraklarındaydı. Onu Necaşi evlendirerek dörtbin dirhem mihir verdi."[Sahihu Süneni Nesai, Hadis no: 3142.]
Mihir olarak erkeğin İslâm'a girmesi:
Sabit, Enes (r.a.)'dan şöyle rivayet ediyor: "Ebu Talha, Ümmü Sele-me'ye evlilik teklif etti o da: 'Andolsun ki Ey Ebu Talha! Senin gibisi geri çevrilmez. Fakat sen kâfir bir erkeksin, ben ise müslüman bir kadınım. Seninle evlenmem helal değildir. Eğer müslüman olursan bu mihrim olur, bundan başka bir şey istemem'. Bunun üzerine evlendi ve İslâm'ı da mihri oldu. Sabit (Enes'ten rivayet eden) diyor ki: 'Mihir yönündün Ümmü Seleme'den daha cömert birini kesinlikle işitmedim."[Sahihu Süneni Nesai, Hadis no: 3132.]
Bir çekirdek ağırlığı mihir:
Enes (r.a.) rivayet ediyor: "Peygamber (s.a.v.) Abdurrahman b. Avf m üzerinde güzel bir koku gördü ve: 'Bu nedir', dedi. O da: 'Ben bir çekirdek ağırlığı altınla evlendim', dedi. Peygamber de: 'Allah onu sana mübarek etsin. Bir koyunla da olsa velime ver', buyurdu."[Buhari, c. 11, s. 129. Müslim, c. 4, s. 144.]
Mihir olarak demir bir yüzük ya da bir izar veyahutta kadına Kur'an'dan âyetler öğretme:
Sehl b. Sa'd es-Sadi rivayet ediyor: "Bir kadın Rasulullah'a gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü! Sana kendimi hibe etmeye geldim', dedi. Rasulullah ise ona iyice bakarak başını aşağı eğdi. Kadın onun birşeye karar veremediğini görünce oturdu. Ashabtan biri kalkarak: 'Senin ona ihtiyacın yoksa onu benimle evlendir', dedi. Rasulullah da: 'Mihir verecek bir şeyin var mı?', diye sordu.[Parantez arası rivayet Malik'e aittir. Fethu'1-Bari, c. 11 s. 112.] O da : 'Hayır, vallahi, Ey Allah'ın Rasulü!1 dedi.Rasulullah: 'Ehline git de bir şey bulursun belki',dedi. Ehline gitti ve döndü: 'Hayır, vallahi birşey bulamadım', dedi. Rasulullah: 'Bak velev ki demir bir yüzük olsun', dedi. Gitti ve dönerek: 'Hayır, vallahi demir bir yüzük de bulamadım", dedi. 'Fakat işte izanm', dedi. Rasulullah: 'İzannla ne yapacaksın? Sen onu giysen, ona birşey kalmaz. O giyse sana birşey kalmaz1, dedi. Bunun üzerine adam oturdu. Öyle ki oturuşu bir hayli uzadı. Sonra Rasulullah ona: 'Kur'an'dan hiç ezberin var mı?' dedi. O da Talan falan sûreler' diye saydı. Rasulullah:'Git onu ezberinde olan Kur'an'la sana nikahladım', buyurdu.[Buhari, c. 11, s. 86. Müslim, c. 4, s. 143.]
Mihir olarak zırhın verilmesi:
İbn Abbas rivayet ediyor: "Ali (r.a.) Hz. Fatıma ile evlendiği zaman, Rasulullah ona:'Fatıma'ya birşey ver',dedi. O: ' Hiçbir şeyim yoktur', dedi. Rasulullah: 'Zırhın nerede?' dedi. 'Yanımda' dedi. Rasulullah: 'Onu, ona ver', buyurdu."[Sahihu Süneni Nesai, Hadis no: 3160- 3161.]
Bahçenin mihir olarak verilmesi:
İbn Abbas rivayet ediyor: "Sabit b. Kays'ın hanımı, Rasulullah'a gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü! Ben, Sabit'i din ve ahlâk konusunda beğenmiyorum. Fakat ona güç yetiremiyorum' dedi. Rasulullah: 'Bahçesini geri ver (mihir olarak bahçeyi vermişti)'[Parantez arası rivayet Bezzar'ın rivayeti.Fethu'I-Bari: c. 11 s. 319.]buyurdu. O da: 'Olur', dedi."[Buhari,c. 11, s. 319.]
Yüzbin dirhem mihir:
Ukbe b. Amir rivayet ediyor: "Peygamber (s.a.v.) bir adama dedi ki: 'Seni falanca hanımla evlendirmeme razı olur musun?' O da: 'Evet', dedi. Peygamber (s.a.v.) kadına: 'Seni falanca erkekle evlendirmeme razı olur musun?' dedi. O da: 'Evet', dedi. Bunun üzerine onları evlendirdi. Adam hanımın yanına girdi ve kadına mihir belirlemedi, hiçbir şey de vermedi. Bu adam Hudeybiye savaşına katılanların Hayber'de payları vardı. Adama ö-Jüm geldiğinde: 'Beni Rasulullah falan kadınla evlendirdi. Ben, ona ne mihir nede herhangi birşey vermedim. Ben, sizi şahit kılıyorum ona Hayber'deki payımı verdim', dedi. Kadın kocasının payını aldı ve yüzbin dirheme sattı."[Sahihu Süneni Ebi Davud, Hadis no: 1859.]
Mihrin tamamının ya da bir kısmını zifaftan önce vermenin fazileti:
Mihir örneklerinde nakletmiştik Rasulullah (s.a.v.) Ali (r.a.)'dan Fatı-ma'ya zifaftan önce mihir vermesini istemişti, o da zırhını vermişti.
Yine kendisini Rasulullah'a hibe etmeye gelen kadınla ilgili hadisi nakletmiştik, orada Rasulullah kadınla evlenmek isteyen adama: 'Mihir için yanında bir şey var mı?' diye sormuştu.
Hafız İbn Hacer diyor ki: "Hadis mihrin nikâh akdi esnasında verileceğini ifade ediyor. Zira bu kadın için daha faydalı olup tartışmayı ortadan kaldırır. Eğer mihir zikredilmeden akit yapılsa sahihdir. Fakat duhûl esnasında mihri misil verilmesi gerekir. Bir rivayette ise akit esnasında verilmesi gerekir.[Fethul-Bari, c. 11, s. 117.] Bu hadisten zifaftan önce mihrin verilmesi hususunda acele edilmesinin vacip oluşuna delil getirmişlerdir.."[Fethul-Bari, c. 11,8.118.]
Bu hadisi, Muhibbi Taberi "Duhûldan önce bir şeyin mihir olarak sunulmasının mübahlığı" şeklinde tercüme etmiştir.[Fethu'l-Bari, c.ll s.126]
Ukbe b. Amir Rasulullah'm şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Şartların en müstehak olanı fercleri helal kıldırdığınız şeyi Ödemenizdir."[Buhari, c. 6, s. 251. Müslim, c. 4 s. 140.]
Buhari bu hadisi "nikâh akdi esnasında mihirdeki şartlar", babında naklediyor. 'Şartlar' lafzı umumî bir ifade olup bunun içersine mihirle baağlantısı olan şeyler erkeğin mihir konusundaki taahhüt ettiği şeyler girer.
Hafız İbn Hacer diyor ki: "Şafiilerin yanında nikâhtaki şartlar ikiye ayrılır: Bunlardan biri mihire dönen şart. Bunun ödenmesi gerekir. Nesai'nin tahriç ettiği nıerfu bir hadiste: Mihir üzere evlenen kadının mihri kendisinindir."[Fethu'l-Bari, c. 11, s. 124.]
Daha Önceki sayfalarda geçmişti Rasulullah (s.a.v.) ashabından bir adamı evlendirdi, adam kadının yanına mihir ve herhangi birşey vermeden girdi. Sonra da Hayber'deki payını ona verdi.
Mihir kararlaştırılmadığında kadına mut'a (mal) verilir kararlaştırıldığında yarısı verilir
Allahu Teala şöyle buyuruyor:
"Henüz dokunmadan yada mihir kesmeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. Ancak onları faydalandırın (birmiktar bir şey verin). Eli geniş olan, kendi gücü nisbetinde eli dar olanda kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmalı (herkes gücü ölçüsünde bir şey vermeli)dir Bu iyilik edenlerin üzerine bir borçtur. Bir mihir kesdiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşarsanız kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer yahut nikâh bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler), sizin affetmeniz takvaya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görür". (Bakara, 236-237).
Birleşmeden Önce erkek Ölürse mihrin tamamı erkeğin zimmetinde kalır:
Abdullah b. Utbe b. Mesud'dan rivayet olmuştur: "Abdullah Mesud'a bir kadınla evlenen ona belirli bir mihir belirlemeyen ve onunla zifafa girmeden bu hal üzere ölen bir adam hakkında sordular. Ki onlar bu hususta tam bir ay ihtilaf etmişlerdi. O da: 'O kadının mihri diğer kadınların mihri gibidir. Değerini azaltma da yoktur yükseltme de ona miras da vardır, iddet te. Eğer bu söylediklerim doğruysa Allah'tandır hata ise bendendir. Allah ve Rasulü bundan beridir, dedi. Orda bulunanlardan bir grup kalkarak: Ey İbn Mesud! Biz şahidlik ederiz ki, Allah Rasulü aramızda senin hüküm verdiğin gibi hüküm verdi, dediler. Böylece İbn Mesud hükmü Rasulullah'ın hükmüne uyduğu için çok sevindi."[Sahihu Süneni Ebi Davud, Hadis no: 1857-1858]
Erkek, karısını boşadığı zaman mihri geri vermez: Allahu Teala diyor ki:
"Bir eşin yerine başka bir eş olmak isteğiniz taktirde, onlardan birine (evvelki eşinize) kantarlarca mal vermiş olsanız dahi verdiğinizden hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günaha girerek verdiğinizi alacak mısınız?..." (Nisa, 20).
Erkek, kadına lanet ettiği zaman mihri döndüremez:
Said b. Cübeyir şöyle rivayet ediyor: "İbn Ömer'e iki lanetleşen hak-kında sordum. O da, Rasulullah'ın onlar hakkında şöyle buyurduğunu söyledi: 'Sizden biri yalancıdır, sizin hesabınız Allah'a aittir. Kadın üzerinde senin kadın hakkın yoktur1. Adam: 'Malım ne olacak', deyince, Rasulullah: 'Eğer sen kadın üzerinde doğru sözlü isen bu mal onun ferciini mubah kılmandan ötürü onundur', dedi.[Buhari, c. 11, s. 381. Müslim, c. 4, s. 207.]
Kadın erkekten ayrılmak isterse
mihrin tamamı ya da bir kısmı erkeğin hakkı:
Allahu Teala şöyle buyuruyor:
"Boşanma iki defadır. (Bundan sonra kadını) ya iyilikle tutmak, ya da güzelce salıvermek (lazım)dir. Onlara verdiklerinizden bir şey geri almanız, size helal değildir. Şayet erkek ve kadın, Allah'ın sınırlarda durmayacaklarından korkarlarsa başka. Eğer durmayacaklarından korkarsanız o zaman kadının (ayrılmak için) verdiği fidyeden (hakkından vazgeçmesinde) ikisine de bir günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın bunları aşmayın. Kim Allah'ın sınırlarımı aşarsa işte onlar zalimlerdir."(Bakara, 230).
Allahu Teala diyor ki:
"Verdiği fidyede ikisine de bir sakınca yoktur. Yani kadın kocasından boşanma yada ayrılmayı arzuladığı zaman kocasının kendisine mihir ya da başka amaçla verdiği, harcadığı şeyleri verebilir. Kocanın da bunu almasında bir sakınca yoktur. Yine kadınında bunu harcamasında bir sakınca yoktur."
İbn Abbas rivayet ediyor: "Sabit b. Kays'ın kansı Rasulullah'a gelerek: [Buhari, c. 11, s. 319]'Ey Allah'ın Rasulü! Sabit, din ve ahlâk yönünden çok intikamcı. Beni küfre götürmesinden korkuyorum', dedi. Bunun üzerine Rasulullah: 'Ona bahçesini geri verir misin?' dedi. O da: 'Evet', dedi. Bahçesini geri vererek ondan ayrıldı." [Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 4/47-51.]
Kaynak:Abdülhalim Ebu Şakka
İslam'da Kadın
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 46 ziyaretçi (135 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|